Demirtaş Sakarya Mah. Osmangazi Caddesi No:86 D:1 Osmangazi/Bursa Ovaakça Mah. Mehmet Dede Caddesi No:6/A Osmangazi/Bursa

Randevu Talebi

!
!
!
!
İptal
Lütfen Bilgilerinizi Eksiksiz Giriniz
Randevu talebinizi alabilmemiz için lütfen iletişim bilgilerizi eksiksiz giriniz ve randevu talep nedeninizi mesaj kısmına yazınız.

Diş Çürüğü

Diş dokularının mikroskobik bakterilerce harabiyete uğratılmasıdır. Diş çürüğü başlangıç, orta seviye ve ilerlemiş olabilir. Dişlerin en sık çürüyen ve çürümeye eğilimli kısımları; çiğneme yüzeyleri ve komşu dişlerle temasta olan kısımlarıdır. Diş çürükleri daha çok koyu renklenmelerle birlikte görülen oyuklar olarak algılanmaktadır. Önlenebilir bir hastalık olmasına karşın dünyada diş çürüğü deneyimi yaşamayan çok az insan vardır.

Dişler neden çürür?
Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı, şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturabilmektedir. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına ve diş hekimlerinin kavite dedikleri oyuklara neden olmaktadırlar.
Çürüğün oluşumunda beslenme, bakteriler ve zaman rol oynar.
Beslenme: Şekerler ve nişastaları karbonhidratlar adı altında sınıflayabiliriz. Tüm pişmiş nişastalar, ağızda “amilaz” adı verilen enzim tarafından glikoz, maltoz gibi basit şekerlere dönüştürülürler. Bütün basit şekerler de ağız içindeki bakteriler tarafından organik asitler haline getirilirler.
Oluşan bu asitler ise diş dokusunda mineral kaybına yol açarlar. Gıda artıklarının temizlenmeyerek birikmesi ile diş plağı ortaya çıkar. Plak üzerinde barınan bakteriler ise amilaz enzimi olmadan da nişastayı şekere dönüştürebilirler.

 

Bakteriler: Her bireyin ağzında 60–70 tür bakteri bulunmaktadır. Sayı ve kombinasyonları kişiden kişiye değişir. Bakteriler diş plağı içinde yer aldıktan sonra ürettikleri asitleri diş yüzeyine atarlar. Böylece ağız pH’ını asidik duruma getirerek dişten mineral kaybına yol açarlar.
Zaman: Tüketilen yiyecek ve içeceklerin etkisi ile ağız içindeki pH’ın sürekli değişmesi, bu değişimin sürekli ve uzun süreli olması sonucu ortaya çıkan mineral kaybı sonucu başlangıç çürüğü ortaya çıkar. Uzun süreli mineral kaybının devamı halinde ise çürük adı verilen kavitasyon ( boşluk) oluşur.
Uzun yıllar, nedeni bilinmeyen bir hastalık gözüyle bakılan diş çürüğünün günümüzde “çok sebebe bağlı bir hastalık” olduğu anlaşılmıştır. Diş çürüğünün başlıca 3 etkeni vardır:

  • Bakteri plağı
  • Karbonhidratlı gıdalar (Şeker, un... gibi),
  • Bünyesel etkenler (Dişin yapısı, tükürüğün bileşimi, vb... gibi)

Diş sağlığı dengeli olan bir kimsede bu etkenlerden birisi değişikliğe uğrarsa, çürük ortaya çıkar.

Çürük belirtileri nelerdir?
Çürük ve oyulmuş bir diş, koyu renkli boşluğuyla kolayca tanınır. Fakat bazen çürük çukurcuğu gizli kalır ve diş hekimi ancak yardımcı tanı araçlarıyla (mesela diş röntgeni gibi) teşhis koyabilir.

Çoğu zaman çürük, diş tüberküllerinin yani tümsekciklerin birbiriyle kesiştiği yerde veya dişin boyun kısmında görülür. İki diş arasında kalan gizli çürükler uzun süre fark edilmez. Diş çürüğünde diş hekimine başvurmayı gerektiren en önemli belirti ağrıdır. Ağrı, soğuk, sıcak, tatlı veya ekşiden olur. Ağrının şiddeti kişiden kişiye değişir ve etken ortadan kalkınca ağrıda geçer; fakat tedavi edilmeyen çürüklerde ağrılar bir süre sonra sürekli olmaya başlarlar.

Diş çürüğü nasıl ilerler?
Çürük, daima dişin yüzeyinden başlar ve ilerleyerek dentin tabakasına erişir. Dentin, mineden daha fazla organik madde içerir. Bu nedenle çürük bu tabakada daha çabuk yayılarak dentini bir burgu gibi deler; fakat, çürüğün ilerleme hızı, kişiden kişiye ve dişten dişe çok değişir.
Unutulmaması gereken bir husus da, dentinin dişin bir savunma organı olduğudur. Dentin içindeki kanalcıkların ucunda yapım ve onarım hücreleri bulunur ve bunlar çürük dentini tamir dokusu ile tıkayabilirler. Kendiliğinden olan bu savunma, bazen hızla ilerleyen çürük karşısında yetersiz kalabilir.

Kimlerde daha çok çürük olur?
Şekerli ve unlu yiyeceklerle bakterilerin buluşması sonucunda çürükler oluştuğuna göre herkes için bir tehlike var demektir. Ancak beslenmelerinde karbonhidratlı ve şekerli yiyeceklerin oranı çok yüksek olanlar bir de sularında florür oranı çok düşükse çok daha fazla çürük tehlikesi altındadırlar. Bakteri plağı tarafından oluşturulan aside karşı tükürük doğal bir savunma mekanizması oluştursa da tek başına çürüğü önleyemez. Tükürük akışını ve miktarını azaltan hastalıklar ya da ilaçlar da çürük oluşumunu hızlandırmaktadırlar. Bu nedenle de diş hekimleri tükürük akışını artırdığı için şekersiz sakızları sıklıkla önerirler.

Çürük Aşısı Var mıdır?
Hayır, henüz çürüğe karşı geliştirilmiş bir aşı yoktur.

Çürüğe karşı antibiyotik var mıdır?
Çürüğü durduracak bir antibiyotik yoktur. Üstelik antibiyotikler çocuklarda oluşum döneminde dişlerin üzerine çökelerek onları boyarlar ve gri-kahverengi, morumtırak renk almalarına neden olabilirler. 

Çürük oluşumuna bazı alışkanlıkların etkisi
Beslenme alışkanlıklarının çürük oluşumuna etkisi olduğu öteden beri bilinmektedir. (Örneğin sert ve lifli gıdalarla beslenen Eskimolarda çürük hemen hemen hiç görülmez.) Buna karşılık yumuşak ve yapışkan besinlerin dişler üzerine tutunmaları, plak oluşturmaları ve çürük meydana getirmeleri daha kolaydır.

Diş çürümesi önlenebilir mi?
EVET. Sabah kahvaltısından sonra ve akşam yatmadan önce dişlerin fırçalanması ve her gün diş ipinin düzenli kullanılması en etkili yoldur. Yiyecek artıkları en çok dişlerin çiğneme yüzeylerindeki girintilerde ve dişlerin birbirine değdiği ara yüzeylerde biriktiği için, diş fırçaları küçük başlı seçilmelidir. Dişlerin iç yüzeyleri, dış yüzeyleri, çiğneyici yüzeyleri ve dilin üstü fırçalanmalı ve ara yüzlerde diş ipi kullanılmalıdır. Fırçalar, orta derecede sert ya da yumuşak kıllı olmalı ve belirli aralıklarda değiştirilmelidirler. Fırça kıllarının aşınmamış olması ve bakteri taşımayacak bir şekilde muhafaza edilmesi gerekmektedir. Asla başkasının diş fırçası kullanılmamalıdır. Diş fırçalama sırasında florürlü bir diş macunu kullanılarak, florürün diş çürüğünü önlemedeki rolünden yararlanılmalıdır. Florürlü macunlara yardımcı olarak aynı zamanda ağız kokusunu gidererek ferahlık ve temizlik hissi veren florürlü gargaralar da kullanılabilir.
Şekerli yiyecekleri ana öğünlerde tüketmeye çalışmak ve yemek aralarında bir şey yememeye gayret etmek de diğer bir önlemdir.
Diş hekimine muntazam aralıklarla başvurmak bir çürüğü önlemek ya da erken yakalamada en iyi yoldur. Ayrıca sıcak ve soğuğa duyarlı dişler ya da ağrılı dişlerde veya tebeşirimsi renkte olan başlangıç çürükleri, kahverengi renklemeler ve oyuklar gibi durumlarda vakit geçirilmeden hekime başvurulması tedavinin şeklini değiştirecek ve zorluğunu azaltacaktır.

Çürük nasıl tedavi edilir?
Diş çürüğünün kendiliğinden iyileşmediğini ve çürüyen yapının tamir olmadığını biliriz. Çürük tedavi edilmezse ilerler. Öyleyse, mutlaka çürük dişi doldurmak gerekir.

Kompozit Dolgu: Çeşitli renk seçenekleriyle dişte fark edilmez ve estetik-beyaz dolgu olarak da adlandırılır. Bir dönem sadece ön dişlerde kullanılan materyal, çeşitli yöntemlerle güçlendirilerek arka dişler için de uygun hale getirilmiştir. Özel bir bağlayıcı ajan kullanılarak dişe yerleştirilen dolgu malzemesi ışık cihazıyla sertleştirilir ve cilası aynı seans yapılır.

Amalgam Dolgu: Gümüş, kalay ve bakır alaşımının %45-50 oranında civa ile karıştırılmasıyla meydana gelir. Çürükten temizlenen kavite amalgam dolgu malzemesi ile doldurulduktan sonra, o bölgenin iki saat kullanılmaması ve 24 saat sert bir şey çiğnenmemesi önerilir. 24 saat sonra iyice sertleşen dolgu cilalanır.

Porselen Dolgu: Bu tip dolgular için hazırlanan kaviteden ölçü alınır ve laboratuara gönderilir. Hasta bir sonraki seansa geldiğinde cilalanmış olan porselen dolgu kaviteye yapıştırılır.

Dişlerin ağrımaması sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Diş ağrısının olması için diş çürüğünün çok ilerlemiş olması gerekir. Diş çürüklerinin tedavi edilebilir dönemde belirlenmesi için ağrı oluşmasını beklemeden senede en az iki kez diş hekimine giderek dişlerin muayene ettirilmesi gerekir. Diş hekimleri gerektiğinde dişlerin filmini çekerek gözle görünmeyen diş oyuklarını da belirleyebilirler. 

 

Diş çürüklerinin erken dönemde tanınması dişlerin kaybedilmesini engelleyebilir veya en azından geciktirebilir. Bu hem sağlık açısından, hem de sosyal ve ekonomik açıdan önemli katkılar sağlar. Ağza takma diş takılmasına olan ihtiyacı azaltır. Hiçbir şey kendi doğal dişlerimizin yerini tutamaz. Kalıcı dişlerin erken dökülmesi beslenme sorunlarına neden olur. Doğal dişlerin uzun süre dayanmasında ağız ve diş bakımının önemi çok büyüktür.